İçeriğe geç

Afetleri Bankaların Kazanç Kapısı Olmaktan Çıkaracağız

Afetleri Bankaların Kazanç Kapısı Olmaktan Çıkaracağız

Milli YoL Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yunus EKŞİi haftalık basın açıklaması gerçekleştirdi.

 

Basın açıklamasında Yunus EKŞİ, doğal afetler sonrasında afetzedelere krediler vererek bu işten devletin ve milletin değil bankaların karlı çıktıklarını iktidara geldiklerinde bu zülme son vereceklerini söyledi.

 

Sözcümüz EKŞİ, şunları söyledi;

 

“Depremin 1 ayını tamamladık. Bu sürecin içerisinde İstanbul Büyükşehir belediyesi (İBB) İstanbul Deprem Seferberlik planıyla ilgili birtakım detaylar açıkladı.

 

Daha önce ifade ettiğimiz gibi deprem konusu ile ilgili İstanbul üzerinden büyük bir hassasiyet gösteriyoruz. Bununla ilgili olarak konuyu gündemde tutmak ve yapılanları takip etme anlamında biz de çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Sizinle İstanbul Büyükşehir belediyesinin deprem seferberliği ile ilgili otyaya koyduğu bazı maddelerini paylaşacağım. Daha önceki yapmış olduğumuz basın açıklamasında ısrarla üzerine durmuş olduğumuz, yapılmaması gerektiğine inandığımız hataların altını bir kez daha çizeceğiz”

 

Depreme dirençli binalar oluşturulmasına karşıyız

 

“İstanbul depremi palyatif birtakım çözümlerle çözülecek bir deprem değildir. Merkezi hükümetin de
yapmış olduğu açıklamaları da birlikte değerlendirerek tekrar İstanbul’la ilgili neler yapılması gerektiği ile ilgili altına bir kez daha çizeceğiz.

 

İstanbul Büyükşehir belediyesi İstanbul’un depreme dirençli bir kent haline getirilmesi amacıyla deprem bilim üst kurulunun önerileri tespitleri ve çözüm yolları doğrultusunda başlattığı seferberlik planı oluşturulacağı ifade ediliyor. İlk itirazımız depreme dirençli ifadesi olacaktır Çünkü Milli Yol Partsi olarak depreme dirençli binalar oluşturmak değil mevcut olan binalar üzerinden depreme dayanıklı güvenli yaşam alanları oluşturacak yeni binaların yapılması taraftarıyız.

 

İnsanlarımızı korumak için depreme dirençli Kent uygulamasını ilk kez İstanbul’da başlatıp Türkiye’de örnek olacağız deniyor. Hedefimiz bu, seferberliğimizin amacı bu deniyor. deprem dirençli yapı stoku, deprem dirençli İstanbul için mevzuat, deprem dirençli İstanbul için ortak akıl deniyor.

 

Bir de Marmara deprem konseyinin kurulması talebi var. Bununla ilgili İstanbul Büyükşehir belediyesi biz bunun kaldıramayız mesajlarını da veriyor. Merkezi hükümetle birlikte hareket edilmesi gerektiğini de ifade ediyor. İstanbul’da depreme karşı alınacak olan çözüm önlemlerinin yanında aynı zamanda İstanbul Büyükşehir belediyesi’nin bütçesinin yetersizliğinden bahsediliyor. Bu yetersizliğin yanında merkezi hükümet tarafından bütçe oluşturulması taleplerinin olduğunu da görüyoruz. Şimdi biz burada hemen şunu ifade edelim. Sanki yapılan bu açıklamalar 1999 depreminden sonra İstanbul’da bu tip çalışmalar yapılmamış gibi, sanki ilk defa Büyükşehir belediyesi yapılıyormuş gibi bir çok başlıklık yeni oluşturulma gayreti içerisinde olduğunu görüyoruz.

 

Bunlar bugüne kadar zaten yapıldı ve yeni şeyler değil. Burada gözlemlediğimiz şey imardan ve depremle ilgili çalışmalardan siyasal bir uzantı olması hasebiyle ellerinin çektirilmesi taraftarıyız. Türkiye’de ki belediyelerin başarısızlıklarının temel nedeni meselelere siyasal olarak bakması ve beledıyelere kendi yandaşlarını, özellikle imar konuları ile ilgili yerlere yerleştirmesi ve partizanların bu bağlamdaki imar taleplerini karşılaması olduğunu Türkiye’deki belediyelerde görüyoruz”

 

Afet ve Deprem Bakanlık Kesinlikle Kurulmalıdır

 

“Alınması gereken temel tedbirlerden bir taneside ilk defa biz önce önermiştik. Kesinlikle bir deprem afet bakanlığının kurulması gerektiğini söylüyoruz. Ama maalesef bu konu yine hafife alınırcasına bunu merkezi hükümet Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yapısında Büyükşehir belediyeleri de kendi bünyelerinde bir takım konseyler oluşturarak sorunu çözmeye çalışıyor. Şunun altını çok net bir şekilde çizerek milletimize bu konuda hassasiyetle meseleye bakmasını ve bu konuda baskı oluşturması gerektiğine inanıyoruz. belediyelerde siyasi zihniyette olduğu ve imara müdahale ettiği sürece, akçeli işlerde siyasi partilerin belediye uzantısı vasıtasıyla müdahilolduğu sürece depremle ilgili sorunların çözülmesi mümkün değildir. Elinizi akçeli işlerden çekeceksiniz, imardan çekeceksiniz. Türkiye’de bizim önerdiğimiz afet ve deprem bakanlığının denetiminde, yeni bir yapılanma, üniversiteler ve sivil toplum örgütleriyle birlikte hareket edecek şekilde güçlü bir çözüm önerisi olabilir. Yoksa siz kalkmışsınız mevcut siyasi argümanların içerisinde mevcut siyasi süreçlerin içerisinde kalarak bu işin siyasetini yaptığınızı depremin ilk haftasında sahada görmeye başladık.

 

Yardımlarla ilgili siyasi algıların ve siyasi bir rantın oluşturulması sürecini hep beraber gördük. Siz siyasiler olarak bu işi çözemezsiniz. Bu işi ehil ve liyakat sahibi insanların çözmesi lazım. Ama ne hazindir ki, yine bu sorunu değiştirecek çözüme doğru götürecek olan yine alınması gereken kararları radikal bir şekilde alması gereken de siyasilerdir”

 

“İmarla ilgili yetkiler belediyelerden alınmalıdır”

 

“Bir siyasi partinin sözcüsü olarak burada halkımıza şunu söylüyoruz. Siyasilerin elinden belediyelerde imarla ilgili bütün yetkilerin alınması lazım. Bugün şehirlerimizin bu hale gelmesinin temel nedeni belediyelerdir. İster iktidar belediyesi olsun ister muhalefetin belediyesi olsun yolsuzluklar bu konuda değişmiyor. Her iki tarafında tahammül edilemeyecek kadar büyük oranlarda yolsuzlukların olduğunu hepimiz biliyoruz. Şimdi kalkacak bu kadar yolsuzlukları yapmış haksızlıkları yapmış rant kapısı kendilerine oluşturmuş olan siyasi uzantısı olan belediyeler çözüm ortaya koyacak olmaları mümkün değildir. Bunun değişmesi lazım. İmar yetkilerinin belediyelerin elinden kesinlikle alınması gerekiyor. Ne acıdır ki Büyükşehir Belediyesi mevcut yapıyı dönüştürme anlamında adımlar atmıyor ortaya koymuş oldukları planlama çalışmasında.

 

Otuz tane deprem parkına dahi hazırlık yapıyormuş. Bu da demek oluyor ki depremzedelere yönelik hazırlık kafasındalar. Demek ki depremin olmasını bekliyorlar. Demek ki depremden dolayı olumsuzlukların oluşmaması için çalışmalar yapıyorlar. Yahu sizin göreviniz insanların can güvenliğini sağlamak mal güvenliğini sağlamaktır. Şimdi kalkmışsınız kısa vadede atılacak adımlardan bahsediyorsunuz. Önümüzdeki 3 ay içerisinde enerji, su, barınma ve atık gibi kritik ihtiyaçların hazır olduğu 30 deprem parkını daha halkımıza kazandıracağız diyorsunuz. Yani deprem olacak biz bir şey yapamayacağız, Dolayısıyla size yapacabileceğimiz şeyler deprem parkları ile deprem sonraki sıkıntıları size yaşatmayacağız. Tahliye yollarındaki güçlendirme faaliyetlerimiz ile afet müdahalelerinin etkin olmasını sağlayacağız”

 

811 bin bina yıkılmalıdır

 

“İstanbul halkı şunu bilsin. 2000 yılı öncesindeki 811 bin binanın kardeşim yıkılması gerekiyor. Bunların cesaret edemeyi nedene geleceğiz. Bu sorunu neden böyle teyet geçmeye çalışıyorlar? Ne demek güçlendirme? Bu işi çok iyi bilen bir kardeşiniz olarak söylüyorum. On yıllık, 20 yıllık, 30 yıllık binaya güçlendirme teşebbüsünde bulunduğunuz zaman kolon perde takviyesi yaptığınız zaman zaten binanın stati ile oynamaya başlıyorsunuz. Binanın çalışma sistemini bozmaya başlıyorsunuz. Kolonun yanında başka bir kolonda dikseniz bütün tabliyeleri ona dahi bağlasanız bir gösteriş yapmış olursunuz ve bina güçlendi zannedersiniz. Hayır tam tersine o bina ilk depremde en kötü ihtimalle ağır hasarlı hale gelecektir. Dolayısıyla mal kaybının da önüne geçemeyeceksiniz. Bir işe bir defa yapmak varken, maalesef Türk siyasetinde bu yarım yamalak yaklaşımlar meseleyi köklü bir şekilde çözme anlayışından uzak yaklaşımlardır. Zaten bu işin esas çözümünü sağlayacak olan finansman sisteminin nasıl sağlayacaklarını bilmediklerindendir işte Milli Yol Partisi bu bağlamda hem Büyükşehir Belediyelerine hemde merkezi hükümete çok açık bir net bilgi verdi.

 

Türk milleti şunu bilmesi gerekiyor. Şu anda ülkemizde yıkılması gereken 6,5 milyon konutun olduğunu ifade etti sayın cumhurbaşkanı. Bu oran ise son derece daha yüksektir. Binaların belki de %50’sinin üstünde yıkılması gerekiyor. Adeta bir beton zihniyeti altında insanlarımızın bir can pazarı var. Tabii siz bu binaları yıktığınız zaman insanları nereye tahliye edeceksiniz?

 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı geçtiğimiz hafta bir buçuk milyon konutun İstanbul’un doğusu ve batısı şeklinde bir yeni yapılanmadan bahsetti. Kardeşim bu insanları hangi yerlere taşıyacaksınız. Yeni yaşam alanları oluşturabilecek misiniz? Ya da mevcut durumu sadece geçici olarak mı onaracaksın?

 

Biz büyükşehirlerin küçültülmesini söylüyoruz. Nüfusu azaltacaksınız ki riski de azaltacaksınız. Bütün topraklara nüfusu yayacaksınız. Bunun için herhangi bir finansman sorunu yoktu. Altını tekrar çiziyoruz. Altı buçuk milyon konutun yıkılıp yapılması için üç aşağı beş yukarı 400 milyar dolar para gerekiyor. Siz kendi maliyetlerinizle kendi yapacağınız fabrikalarla daha aşağı düzeye çekebilirsiniz. Ama siz meseleye sadece konutları yapmak olarak bakıyorsunuz. Zihniyetiniz sadece gene beton alaşımlı betona insanı mahkum eden bir yapı anlayışı içerisinde meseleye bakarsanız zaten sonuç yine değişmeyecektir. Olması gereken şey çok açık ve net. Böylesine palyatif çözümlerle İstanbulu güçlendiriyoruz gibi sloganlar atmakla İstanbul Büyükşehir belediyesi bu meseleyi çözemez. Bir de sonra kalkmışlar şöyle bir hesap kitap yapmışlar. Efendim size biz destek olacağız, kredi alacaksınız. Sizin faizlerinizi biz ödeyeceğiz diyorlar”

 

“Faizleri belediye ödeyecekmiş”

 

“Biz ödeyeceğiz ne demek ya? O faizleri borçlanacaksınız ama bunuda milleti ödettireceksiniz. Ha Büyükşehir beleyise ha merkezi hükümet… Kafa yapılar aynı.

 

Peki öylese neden finans sistemine mahkum bir hamle yapmak zorundasınız?
Bizim önermiş olduğumuz şeylerin sadece işinize gelen kısımlarını alıp, neden siyasi hamle olarak kullanıyorsunuz?

 

Bakın söylüyoruz. Afet ve deprem Bakanlığı oluşumundan sonra Hazine ve maliye bakanlığının bütün yapıları finanse edecek olan yeni bir para biriminin çıkartılması lazım. Biz buna afet Türk Lira dedik ve bu parayı 2 dolara endeksleyeceksiniz dedik. 2 dolara endekslediğiniz zaman bu paranın karşılığı olarak yapılacak olan binalardır.

 

Ortodoks ekonomik mantığına sahip olan ve bu milleti sömürülmesinin sürekliliğini devam etmesini isteyen siyasi partilerin içerisindeki ekonomistler belki kem küm edecek çemkirmeye başlayacaktır şimdiden. Onlar çemkire dursunlar, hükümete söylüyorum; Korkma ve açık bir şekilde mevcut finans sistemine alternatif bir para kredisi sistemine geç. Mlletin hayatı ve malı söz konusudur. Öyle 400 bin konut yapacağız demekle toplayacağın yardımlarla ya da Merkez Bankası’na müdahale ederek 30 milyar lira destek vererek bu sorunu çözemezsiniz. Sorun bütün ülkemiz için geçerli. Biz burada depremin üzerinden kesinlikle siyaset yapılmasının yanlış olduğunu söylüyoruz. Mili Yol Partisi ısrarla bunları söyleyecektir.

 

Türkiye’de kirayı gelir konumundan çıkartıp herkesi ev sahibi yapabilecek yeni bir Türkiye Kalkınma projesi içerisinde planlama yapılabilir. Bunun için gereken parayı siz üreteceksiniz. asla bu parayı borç almayacaksınız. Bu paranın karşılığı depremde yapılacak olan binalar olacak. Bütün binaları yıkar yaparsınız bütün insanlarımız ve kiracılarımız ev sahibi olabilir. Ama siz kalkıp diyorsunuz ki “efendim git yine borçlan” Bir ömür boyu çalışmış bir daire/bina sahibi olmuşlara, faizlerini biz ödeyeceğiz gidin borçlanın diyerek tekrar binaları satmanın derdindesiniz”

 

Yapılacak olan binalar bedelsiz halka dağıtılmalıdır

 

“Yıkılacak olan hiçbir binanın, bağımsız alanların, evlerin ücretli bir şekilde halkımıza verilmesini milli Yol Partisi olarak kabul etmiyoruz. Bu bir yaşam hakkıdır. Her insanın barınma hakkı vardır. Sosyal devlet olma gereği de budur. Büyük felakete karşı ancak bu şekilde bir mücadele yaparsak sonuç alabiliriz. Siz bu süreci milletimizin lehine çevirmek zorundasınız. Aksi halde milletimize huzur ve refah getiremezsiniz”

 

Afetleri bankaların kazanç kapısı olmaktan çıkaracağız

 

“Bankalar hesap kitap yapıyorlar. Efendim işte bu kadar bir finansal destek gerekecek. Bizde kredi olarak vereceğiz.

 

Simdi bu ne demektir?
Bu kadar kredinin verilmesi ne demektir?

 

Mevcut rayci rayiç üzerinden faizleri hesapladığınızda yine bankaların milyarlarca para kazanması demektir. Şimdi depremden bankaların çıkarlarına yönelik kredi alanları mı oluşturacaksınız?

 

Alın işte Sn Erdoğan’a sistemi değiştirme fırsatı. Faizin düşmanıyım dedin durdun, al işte sana büyük bir fırsat. Afet Türk lirasını çıkartın. Bu olmaz diyenlere aldırmayın. Şu ne deri bu u ne der, finans sistemi bozulur diyenlere aldırmayın. Hayır hiçbir şey olmaz. Siz kendi paranızın sahibi olacaksınız. Devleti sürekli borçlandırmadan kurtaracaksınız. Bunu yapmadığınız sürece efendim biz işte şu kadar TOKİ’de şu kadar bina yaptık. Kiptaş’ı ben başlattım der dururusunuz. Ama sorun hala devam ediyor. Sorunu çözemediniz hala devam ediyor. İstanbul’a hıyanet ettik diyen sizsiniz. Dikey şehirden yatay şehire geçelimi şimdi söylüyorsunuz. Biz bunu sürekli söyledik. Ama o yatay şehire geçerken de beton anlayışıyla geçmek zorunda değilsiniz ki. Ahşap noktasına bir dönün. Üç ayda kurulabilecek olan evlere bir dönün. İnsanlarımızı toprakla buluşturun. Nüfusu anadolu’muza taşıyalım, tarımı tekrar ayağı bu şekilde kaldırılsın, insanların istihdam alanını yaşam alanlarına taşınsın. Ama gelin görün ki önümüzdeki seçim süreci başladı. Bakın bu sürecinin içerisinde herkes seçim propagandalarına odaklandı”

 

Cumhurbaşkanı adayımızı çıkracağız

 

“Milli Yol Partisi olarak bir yılda kurulmuş bir yılda seçimlere girecek olan bir parti olarak ve bir Cumhurbaşkanı adayını çıkartacak bir parti olarak depremden daha önemli bir konuyu görmüyoruz. Bunu sürekli gündemde tutacağız. Milleti borçlandırmayacaksınız. Milletin evlerini yıktığınız zaman yeni evleri siz vereceksiniz. Yeni finansal sistem uygulandığı zaman bunu çok rahatlıkla görecektir bu millet. Dolayısıyla çözüm sadece sizin bildiğiniz finansal sistem yolları değildir. Alternatif finans sistemleri vardır ve bu finans sistemine geçtiğinizde hiçbir kiracının kirada kalmasını sağlamayacak hale getirirsiniz. İnsanlarımızın sakat evlerini yıkar yeni evleri huzurlu refahı içerisinde yaşayacakları alanları yapabilirsiniz. Bunları Milli Yol Partisi olarak sık sık dile getireceğiz. Bu konuyu asla soğutmayacağız. Çünkü bu konuda kararlılıyız. Bu konuyu çözecek olan alternatif final sistemini çok iyi bildiğimiz ve konuya çok iyi sahip olduğumuzdandır. Bizim diğer siyasi partilerden işte temel farkımız budur. Hükümetin doğruyu yapması için elimizden geleni söylüyoruz. Buralardan söylüyoruz, Genel Başkanımız her yerde söylüyor.

 

Yeter ki milletimizin ve devletimizin lehinde olacak adımlar atılsın. Bunun içinden mevcut paradigmanın değişmesi gerekiyor. Yeni bir şehir felsefesinin oluşturulması gerekiyor. Eski borçlanma modelleri üzerinden kalkıptan milleti borçlandırarak ev sahibi yapmaya kalkmayın. Üretim deyip de üretime teşvik etmeyecek sadece sabit getiri sağlayan ve ömrü sınırlı/kısıtlı olan ürünlerle milletimizi aldatmaya çalışmayın. Buradan hem iktidara hem muhalefete bir kez daha sesleniyorum. Bu deprem hepimizin yüreğine büyük bir acı olarak etki yaptı. Yapılması gereken şey milleti borçlandırmak değildir. Bu borç modelinden çıkılması gerekiyor. Buradan çıktığımız zaman bütün insanlarımızı ev sahibi yapabiliriz. İnsanın ev sahibi olması huzurlu bir aile olmasına kapı açar. Huzurlu bir aile demek güçlü bir toplum demektir. Güçlü bir toplum demektir de güçlü bir devlet demektir.

 

Milli Yol Partisinin temel amaçlarından bir tanesi de toplumu güçlendirmek, zenginleştirmek, millet ile devletin arasındaki uçurumları kapatmak ve millet devlet birliğini daim etmektir. Dolayısıyla Milli Yol Partisi bir yıl önce kurulmuş bir parti olarak seçim stardının verilmesinden dolayı seçimlere de girecektir. Seçimlere girecek olan bir parti olarak milletin karşısında bir cumhurbaşkanı adayı çıkarması temel şiarımızdır. Milletimizden adayımıza destek bekliyoruz. Bizim ortaya koyacağımız projeler, bugün işitilip de sağından solundan kırpılıp yarım yamalak yapılan projelerin olduğunu da çok iyi biliyoruz. Biz ortaya koyduğumuz projelerde milletimiz için yeni umutlar yeni kapılar açacağız” diyerek sözlerini tamamladı.

***

Basın açıklamasının tamamını buradan izleyebilirsiniz

Lütfen bizi takip edin ve beğenin:

Solverwp- WordPress Theme and Plugin

error

Bizi Sosyal Medyadan Takip Etmek İster misiniz!?

YouTube
YouTube
E-posta ile takip
RSS