Millet İttifakı, IMF’in Çantacısı Olacaktır!!
- 31 Ocak 2023
Milli YoL Partisi sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Yunus Ekşi, haftalık basın toplantısında Millet İttifakına yönelik açıklamalarda bulundu.
Yunus EKŞİ basın açıklamasında şunları söyledi;
“Değerli arkadaşlar ve basın mensupları basın açıklamamıza hoş geldiniz.
Konulara geçmeden önce son günlerde basına düşen bizim de son derece önemsediğimiz kenevir konusu ile ilgili bir açıklama yapmak istiyorum.
Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından Sayın İbrahim Saraçoğlu’nun kenevir ile ilgili yapmış olduğu açıklamada kenevirin Avrupa’da ve Hollanda’da homoseksüelliğin sebebi olarak gösterdiğine şahid olduğunu söyledi. Gördüğümüz kadarıyla kenevir konusunda kale içeriden hedef alınarak Türk toplumunun gündemine geldiği süreç baltalanmak isteniyor.
Kenevir sanayisi baltalanmak isteniyor
Bu konuda Sayın İbrahim Saraçoğlu’na kimden talimat geldi de, bunca emeği karalamaya yönelik bu açıklamayı yaptı bilmiyorum. Ama ülkemizde kenevir sanayisinin kurulması ve kenevir üretiminin ülke sathında yayılarak yenibir ekonomi manifestosu mahiyetinde ekonominin motoru olma anlamında ciddi çalışmalar olmasına rağmen bu açıklaması bizi derinden üzmüştür. Ayrıca kenevir konusuyla ilgili yaklaşık 20-21 ilimizde ekilmesi ilgili sayın Cumhurbaşkanının yapmış olduğu bir çalışma var. Sayın cumhurbaşkanı eline kenevirden yapılmış bir torbaya alarak, halkımıza kenevirin önemini ve bundan sonra kenevirin ekimi noktasında ciddi çalışmalar başlatılacağını ifade etmiştir.
Fakat ne enteresandır ki, Cumhurbaşkanın bu şekilde kenevire destek verdiği halde kendisine başdanışmanlık yapan İbrahim Saraçoğlu’nun TRT’nin bir kanalında çıkıp aleyhte konuşması bizi derinden üzmüş ve sarmıştır. Kenevir konusunda muhalefetin dahi önemini kavrayıp, iktidarın bu noktada atmış olduğu adımların aleyhinde konuşmadığı halde, Saraçoğlu burada kimin sözcülüğünü sözcülüğünü yapıyor? biz bunu Beştepe’ye soruyoruz. Cumhurbaşkanına rağmen bu açıklamanın arka planında ne var? Türkiye’de kenevir sanayisinin gelişmesini engellemek isteyenlerin olduğunu biz biliyoruz. Ama Sayın Saraçoğlu’nun sanıyorum ilgilendiği ticari alanda da gelir kaybı olmuş olacak ki, kenevir ile ilgili böyle bir açıklama yapmak zorunda kalmıştır.”
Türkiye’nin gündeminde seçim var.
“Bu seçim süreci içerisinde millet ittifakının yapmış olduğu açıklamaların yanında geçtiğimiz gün bir manifesto niteliğinde millete ne vaad ettiğini altılı masa birleşerek ortaya koydu.
Değerli basın mensupları;
Biliyorsunuz millet ittifakı adayını henüz açıklayamadığı halde Cumhur ittifakı’nın adayı konusuyla ilgili bir tartışma konusu yine oluşturdu. Onbirinci kez toplandıktan sonra ortak bir açıklama yaparak sayın Erdoğan’ın aday olamayacağını iddia etti. Altılı masa TBMM yenileme kararı almadığı müddetçe Sayın Erdoğanın aday olamayacağını iddia ederek 14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlerde bir kez daha aday olmasının mümkün olmadığını söyledi.
Buradan Milliyol Partisi olarak altılı masaya soruyorum. Meclisi seçime götürmek size bağlı. Sözünüzde dürüst ve samimi iseniz, Erdoğan’ın üçüncü kez hukuksuz olarak seçime gireceğini iddia ediyorsanız, Meclisi seçime götürecek kararı aldırmayın. Eğer böyle söylediğiniz halde Erdoğan’ın seçime sokacak meclis kararını aldırırsanız iddia ettiğiniz hukuksuzluğu ortadan kaldırmış olursunuz. Bu durumda da Erdoğan’a da açıkça destek vermiş olursunuz. Sonra seçime girmesini sağladığını rakibinizle hala açıklayamadığınız adayınızla Erdoğan’a rakibi olmaya kalkarsınız. Erdoğan sizin gibi muhalefeti siyasi başarısı için büyük bir nimet olarak görüyor. Erdoğan daha önce ifade ettiği gibi bugüne kadar dişine göre bir muhalefet bulamamaktan yakınmıştı. Halkımızın iç çekere istediği muhalefet ve sayın Erdoğan’ında iç çekerek arayıpta bulamadığı muhalefeti bundan sonra Milliyol Partisi’nde bulacaktır. Artık milli Yol Partisi var. Muhalefette, Sayın Erdoğan da, milletimizi de milli ve yerli bir muhalefetin nasıl yapıldığını göreceklerdir”
Millet İttifakı borç ekonomisini sürdürecek
“Geçtiğimiz gün millet ittifakının milletimizin kurtuluşu ile ilgili iddia ettiği bir açıklaması oldu. Ekonomi, tarım, sosyal programlar olmak üzere bir açıklama yapıldı. Tabii milletimizin birinci sorunu ekonomi olduğu için bizim de en çok ekonomi alanında yapmış oldukları açıklamalara dikkatimizi çekti. Millet ittifakının açıkladığı mutabakat metninde adeta şunu gördük. Borç ekonomisinden asla taviz verilmeyeceğini gördük. Eleştirdikleri iktidarın uygulamış olduğu temel Ortodoks ekonomi politikalardan farklı bir politika uygulamayacaklarını gördük. İtiraz ettikleri sadece Erdoğan’ın bütün gücü eline toplayarak kurumlara müdahale etmesinden rahatsız olduklarını ifade ediyorlar. Yoksa mevcut sisteminin gidişatından halkı ve Devleti borçlanmasından asla rahatsız olmadıklarını milletin gözüne baka baka yapmış oldukları açıklamalarında açık ve net bir şekilde görüyoruz. Özellikle borç ekonomisini sürdürmek için Makro ekonomik ve Finansal tüm adımları atacaklarına ifade ettiler. Bu sistemsel değişim söylenmiş ifadeler değildir. Eskiye dönüş ve azınlığın kurduğu finansal sistem olan borç ekonomisinin yani devletin ve milletin borçlanmasının sürdürülmesine yönelik vermiş oldukları bir selamdır. Bu selamı kime verdiklerini çok iyi biliyoruz. Kullandıkları dilin ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz.
Temel ekonomik hedeflerini Deva partisinin ekonomi işleri sorumlusu IMF’ci İbrahim Çanakçı bey açıkladı. Borç ekonomisine adeta çanak tutarak bunları ifade etmişti. Genel başkanı sayın Ali Babacan’ın borç ekonomisini sürdüreceğiz açıklamasına sadık kalarak altına imza attıkları borç ve faiz yükünün sürdürebildiğini devam ettirecekleri açık şekilde söylüyorlar. Türk milletine ve Türk devletini açık bir şekilde milletin gözlerinin içerisine baka baka Sayın Ali Babacan’ın periyodik zamanlarda “borç alacağız eski borcu ödeyeceğiz” sözünü teyit edercesine ve adeta AK Parti iktidara geldiğinde ekonominin başına geçtiğinde 129 milyar dolardan borcu alıp 400 milyar dolardan bıraktığında aynı mantığı aynı felsefeyi aynı politikaları uygulayacağını söylüyor. Değişen birşey yok”
Saadet Partisi Milli Görüş gömleğini çıkarmıştır
“Bizi en çok inciten ve üzülen olaylardan bir tanesi de Saadet Partisi’nin borç ve faiz ekonomisi maddelerinin altına imza atmasıdır. Saadet Partisi AK Parti’yi gömlek değiştirmekle milli görüşe hıyanet etmekle itham etmişti. İthamın temelinde AK Parti’nin uygulamış olduğu faiz düzeni politikaları vardı. Şimdi ne hazinedir ki AKPartiyi eleştiren Saadet Partisi iki üç milletvekili alacağım diye, %1 oy alınca devlet desteği alacağım diye, bunları bir kazanım kabul ederek, bugün bu davranışıyla faizin altına imza atmıştır ve bize göre Saadet Partisi rahmetli Necmettin Erbakan’ın Türk siyasetinde adaletsizliğin temelini oluşturan ekonomik politikalara itiraz ettiği faizci bir ekonomik mantığını kabul etmiştir ve bugün Erbakan’a ihanet etmiştir.
Bugün Saadet Partisi kendisini artık milli görüşçü olarak tanımlayamaz. Milli görüş sadece Saadet Partisi’nin tekelinde değildir. Milli görüşçülük bir yerlilikti, milli görüşçülük milletin hakkını hukukunu korumaktı. Şimdi siz bir masanın çevresine oturmuşsunuz altında gizli sütler veren diğer ortağınızı da görmezden gelerek faiz düzenine ve faizci politikalara adeta destek verdiniz. Sizi orada tutanlar sizin oy potansiyelinizi çok iyi biliyorlar ve aldığınız oyu çok iyi biliyorlar. Ama toplumun size karşı olan yapacakları yanlışları bu toplumun genel kabullerine itirazcı kabul ettirme anlamında sizi bir mihenk taşı olarak kullandılar. Bundan sonra Milli Yol Partisi isminde milliyetçi, muhafazakar ve milletin hassasiyetlerine hassasiyet gösteren siyasi partilerle ilgili yapacağı açıklamalar çok daha sert olacaktır.
Milleti aldatmayacaksınız… Millete yalan söylemeyeceksiniz…
Bugün altına imzasını atmış olduğunuz politikalar daha doğmamış çocuklarımızın daha ağır şartlarda borçlanmasına neden olacak olan açıklamalardır. Yani Devleti ve milleti borçlandırmaya devam edeceklerini açık bir şekilde ifade ediyorlar. Siz buna sessiz kalabiliyorsunuz. Siz buna uzlaşma politikası diyorsunuz. O zaman siz milli görüşün temel değerlerinden tamamen uzaklaştınız demektir”
Bu ülkede en büyük sorun, borçlanarak reel ekonomi oluşur inancı olanlardır.
“Bu ülkede en büyük sorun ekonomik sorundur Ama bu ekonomik sorunun oluşmasının önündeki en büyük sorun finansal sistemin borca dayalı para kredi sistemi üzerinden sürdürülmesidir. Bugün altını masa ekseninde bulunmuş olan IMF’cileri bir tarafa koyarsa AK Parti’den ayrılarak yeni siyasi parti kurmuş olan “arkadaşların” her biri mevcut sistemi sürdürme taraftarıdır. Çünkü temel paradigmalarında borçlanarak ancak bir reel ekonomi oluşturulabilir inancı vardır. Bu mantık içerisinde sürekli borçlanmayı sürdürürken, bu borcun yükünü faizlerle milleti ödeteceklerini adeta aleni bir şekilde ifade etmektedirler.
Peki mevcut olan borçları nasıl ödeyeceksiniz?
Üretimi nasıl yapacaksınız?
Tabiki borçlanarak…”
Kavramsal tanımlamalarla milletin aklını karıştırmaya çalışıyorlar
“Şimdi bir de ifadelerinde ekonominin içerisinde “dijital ekonomi” “sanal ekonomi” “yeşil ekonomi” “yeşil vergilendirme” vb. yeni kavramsal tanımlamalarla milletin aklını karıştırmaya çalışıyorlar. Oysa işin özü mevcut finans sisteminin daha güçlü bir yapıya bürünmesi, baselle, bankacılık sistemi ile daha entegre olması küresel elitin dünyada emretmiş olduğu finansal ilkeleri tatbik etmesinden başka bir şey değildir söyledikleri. Bu millete verecekleri hiçbir şey yoktur. Çünkü temel eğitim ve öğretimleri de (değersayımlarıda) bu minvalde bağımlı iktisadi politikalar ekseninde gelişmiştir. Millet ittifakının borçlanma dışında hiçbir kaynağı yoktur. Yapılan iki saate yakın açıklamanın içerisinde “şunu yapacağız, bunu yapacağız şunu vereceğiz demelerinin arka planında kaynak nerede sorusunu sorduğunuzda size söyledikleri iki şey vardır. Onlardan biri güvendir. Güven dediklerinde aklımıza tek bir şeyin gelmesi lazım. O da borçtur… Borç dendiğin de faiz ödemesi gelmelidir. Zaten kendileri de “bize güvenecekler bize borç verecekler” diye itiraf ediyorlar”
Peki bunların direndikleri yer neresidir?
“Millet ittifakının ekonomi ile ilgili bütün denge ve kabullerinin borçlanma üzerine kurduklarını çok somut bir şekilde yaptıkları açıklamadan rahatlıkla görüyoruz. Dolayısıyla bugün eleştirdikleri AK Partini borçlanma politikalarını kendileride aynen sürdüreceklerini söylüyorlar. İddiaları ise; “bize borç verecek olanlara daha az faiz ve daha uzun vade” ile borçlanacağızdır. Yani taahhüt ettikleri bizde sizi borçlandırmaya devam edeceğiz, devletinizi borçlandırmaya devam edeceğiz, milleti borçlandırmaya devam edeceğizdir. Bu borcu biz bitirmeyeceğizdir.
- Hani nerede milli yol partisinin açıklamalarından çalmış olduğunuz açıklamalar?
- Hani siz borçları bitirecektiniz?
- Neden bunun millete taahhüt etmiş olduğunuz metnin içerisine koymadınız?
- Yarım yamalak, önü açık ve her yöne çekilebilecek ifadeleri neden kullanıyorsunuz?
Size bir fırsat verildiğinde ilk yapacağın şeyler “efendim biz bu hesapları bilmiyorduk devlet batmış. Onun için IMF’nin kapısına gideceğiz ucuz faizle kredi bulacağız” olacaktır. Çünkü bunu Babacan Efendi zaten söylüyor”
Peki bunların söylemiş oldukları borçlanma dışında direndikleri başka bir yer var mı?
“Tabi ki hayır.
Çünkü millet ittifakının itiraz ettiği şey böylece net bir biçimde açığa çıktıktan sonra, kurulu borç ve faiz ekonomisinin işleyişini, Sn Erdoğan’ın müdahalelerinden rahatsız oldukları için tekrar taahhüt edercesine güçlü ifadeler kullanıyorlar. Erdoğan bir karıştırdı. Peki doğru yapabildiğimi? Hayır!! Ben ekonomistim diyerek bir şeyler yapmaya çalıştı. Alttan ve üstten vurdu. Merkez Bankasının başına o Murat’ı aldı öbür Murat’ı getirdi. Bizim söylediğimiz birçok şeyde yapılmakla birlikte eline yüzüne bulaştırıldı. Şimdi bunlarda diyor ki “bak gördünüz mü bunu kötüye kullandı. Biz bunu eskisine çevireceğiz”. Oysa olması gereken finansal sistemin yeniden borç ekonomisinin bitirilecek şekilde düzenlenmesidir
Şimdi birde bu mantıkla borçlanarak iddia ettikleri bir şey var. Enflasyonu tek haneli rakama indireceklerini söylüyorlar. Ne kadar zamanda yapacaklarını söylüyorlar. İki yılda”
Şimdi soralım bu tek haneli rakamlarda 9 tane rakam var. Dokuzmu, beş mi, yedi mi, üç mü?
“Niye net konuşamıyorsunuz. Millete enflasyonu indireceğiz diye bu algıyı veriyorsun. Bu çerçeveyi geniş tutmanız sadece sizi milleti daha geniş alanlarda aldatmaya yöneliktir”
Hesap yapmasını da bilmiyorlar!
“Şimdi bir de millet ittifakı oluşmuş ekonomik sıkıntılar üzerinden millete ne söylesek anlamaz Ne söylesek bu millete bunu yediririz mantığı içerisinde ortalama büyüme %5’in üzerinde gerçekleşeceğini söylüyor. Böylece 5 yıl sonunda milli gelir seviyesini iki katına çıkarıp bugünün rakamı üzerinden hesapladığımızda milli gelir kişi başı 19.922 tekabul ediyor. Yani 5 yıl içerisinde nüfus artışını da katarsak 89 milyon nüfusumuz olacağını düşündüğümüzde milli gelirimizin 1 trilyon 773 milyar dolar olacağını iddia ederek söylüyorlar. Bugün milli gelir 960 milyar doların üzerindedir. Bunu neredeyse %100’e yakın arttıracaklarını söylüyorlar. Oysa beş yıl içerisinde Türkiye’nin nüfusunun 89 milyon olduğunu varsayarsak %5 ortalama büyüme ile mevcut milli gelir üzerinden hesaplandığında 1 trilyon 20 milyar yapar. Siz yuvarlak laflar kullanarak, hiç kimsenin bunları hesap etmeyecek, bunları gözden kaçıracak zannederek millete aleni bir şekilde yalan söylüyorsunuz. Çünkü mevcut ekonominin bu duruma gelmesine neden olan sizin de şu anda savunduğunuz borç ekonomi düzenidir”
Millet İttifakının Merkez Bankası planları vardır
“Değerli arkadaşlar ve basın mensupları;
Geçtiğimiz gün millet ittifakı mutabakat metnini yaparken adeta bir faciayı izledik. Merkez Bankası ile ilgili bir slayt gösterisi içerisinde Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası diye diye ifadeleri vardı. Milli Yol Paertisi olarak diğer partilerin hiç bilmediği farklı olduğumuz yönlerimizden biri olan bir hususu söylemek istiyorum. Merkez Bankasında Türkiye Cumhuriyeti diye bir ibare söz konusu değildir. Merkez Bankası özel bir şirket olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak özerk yasalarla çıkartılarak kurulmuştur. Dolayısıyla Merkez Bankası ile ilgili millet ittifakının hassasiyetle üzerinde durmuş olduğu bir şey var. O da Merkez Bankası’nın bağımsızlığıdır.
- Peki bu özel şirketin bağımsız olmasını kim istiyor?
- Bu özel şirketin Türkiye Cumhuriyeti Devletinin olmamasını kim istiyor?
Rahmetli Erbakan’ın mücadele ettiği buydu. Şimdi ise mutabakat metninin altına imza atmakla Saadet Partisi istiyor…. Deva Partisi istiyor… Gelecek Partisi istiyor… Demokrat Parti istiyor… Cumhuriyet Halk Partisi istiyor… İyi parti istiyor… Velhasılı istenilen şey Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir bankasının olmaması ve bu borçlanma modelinin devam etmesidir. Çünkü “bunu yasaklayacağız” diyorlar. Şu anda Merkez Bankası’na yapılan müdahaleleri engelleyeceğiz, Merkez Bankası’nı maliye politikalarını bağımlı hale getirmemiz için Hazine ve Maliye Bakanlığına ayıracağız diyorlar.
Hazine ve Maliye Bakanlığının birleşmesini önerenlerden biriyiz.
Neden? Çünkü finans sistemi içerisindeki çok başlılık kaoslara sebebiyet veriyor, yönetmelikler yasaların önüne geçiyordu. Bunlar da bu ayrımı tekrar oluşturarak tekrar finansal bir derinlik adı altında Merkez Bankasının bağımsızlığını ortaya koyarak bankaların mevcut durumunu daha da güçlendirmek istiyorlar”
Dijital ekonomi diyorlar
“Ekonomiyi dediğinizde istihdam ve üretim vardır. Ama dijital olarak bunu yapamazsınız. Bunların ekonomi tanımlaması ile ilgili milletin çalışıp üretmesi ve bunları kontrol edecek bir finansal düzeni rakamlar üzerinden kurgulayıp, ahitleşmiş oldukları uluslararası merkezlere; “Buyurun Türk milletini yeni dönemde size köle olarak takdim ediyoruz” demektir. Bugün güçlendireceğini iddia ettikleri bankacılık sistemi AK Parti geldiği günden beri en çok faizden gelir elde eden kurumlardır. AK Parti zaten finansal bu düzeni güçlendirebildiği kadar güçlendirdi. Zaten şu anda Gelecek partisi ve Deva partisinin içerisinde olanlar orada bu işi yapan insanlardır. Şu programı almış olduğunu söylediği birçok şeyi finansal sistem içerisinde zaten şu anda AK Parti yapıyor bu bağımlılıkları. Siz ise bunları yeniden tekrar ediyorsunuz, millet bunları okumuyor millet görmüyor millet bilmiyor diye siz de bunları sürekli bu şekilde sanki bir yenilik getiriyormuş gibi ortaya koyuyorsunuz. Siz Millet İttifakı değilde milleti aldatmaya karar vermiş millete hıyanet içerisinde olan bir program açıkladınız. Sizin millilik ve yerlilik ile ile hiçbir ilişkiniz söz konusu bile olamaz”
Bize neden muhalefeti eleştiriyorsunuz diye soruyorlar
“Çünkü biz milletimizi uyandırmaya çalışıyoruz. Yağmurdan kaçarken doluya tutulacaksınız diyoruz. Başka bir çıkış yolu gerekiyor diyoruz. Bu çıkış yolu da mevcut olan sistemi değiştirecek alternatif bir yeni ekonomik model önerecek olan Adil bölüşümü gerçekleştirecek olan kurulması gereken yeni bir sistemdir.
Borç ekonomisi ile siz nereye kadar gidebilirsiniz?
Sürekli borçlanarak nereye kadar gidebilirsiniz?
Milli Yol Partisi’nin farkı işte budur. Milli Yol Borç ekonomisini değiştireceğiz derken üretim ekonomisine geçeceğiz derken üretimi de getirip bunların finansçılarına aktarmayacaktır. Finans düzeni içeriğinden belli Finans düzeni içerisinden belli yerlere aktarmayacağız. Yeni oluşturacağımız yapı içerisinde taban ekonomisi dediğimiz parayı tabana yani halka indireceğiz ve milletimizi zenginleştireceğiz. Nerede bir değerimiz varsa onu milletimizle paylaşacağız. Sizin burada finansal çözümler adı altında atmış olduğunuz adımlar tamamen Devleti ve milleti borçlandırmaya devam ettirecek olan finansal sistemi koruma ve gözetme anlamındadır. Buradan bir çıkış yok ki. Verdiğiniz rakamlar da doğru değil zaten. Bunlar yanlış olduğu için gerçekleştirmeniz de mümkün değil. Erdoğan’ın hataları üzerinden milletin öfkesi ile milleti aldatabileceğinizi mi zannediyorsunuz?”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin LGBT seviyeciliğini de söyleyeceğiz
“Biz Erdoğan’ın yanlışlarından söyleyeceğiz ama sizin planlarınızı da söyleyeceğiz. Sizin henüz açığa çıkarmadığınız bu toplumu ahlakı çöküntüye getirecek olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin LGBT seviyeciliğini de söyleyeceğiz.
O günlerde bu konuda açıklamalar yaparlarken sanki benim devletim ve hukukçularım bu milletin kadınlarını koruyacak ilkeler ve prensipleri koyamayacakmış gibi dışarıdan ithal edilmiş ve dayatılmış İstanbul sözleşmesini dayatacağını ve tekrar geri getireceğini söylemesine sessiz kaldığını da görüyoruz Saadet Partisi’nin.
Şimdi de çıkmış orada açıklama şu açıklamayı yapıyor. Neymiş efendim dış güvenlikle ilgili hiç etliye sütlüye dokunmadan, altına imza atmış olduğun şeyleri görmeden milletin bunu görmeyeceğini zannediyorsun. Eğer %1 oyun varsa bu seçimlerde onunda çok çok altına düşeceksin. Çünkü sen Erbakan’ın mücadelesini terk ettin ve faiz ekonomisine evet dedin. Çünkü sen kaynaklarınızı nereden bulacağınız dendiğinde “gömüm yokki” diyerek milleti borçlandırma taraftarı oldunuz”
Milli Yol Partisi olarak, milletimizin umudu olma anlamında yola çıktık. Biz milletimizin ikiye ayrılmasına karşıyız. Millet ittifakı yada Cumhur ittifakı şeklinde aynı politikaları farklı isimler ve farklı parti tanımlamalarının uygulamalarını milletimizi anlatacağız. Bunların sonuçları değiştirmeyeceğini ortaya koyacağız. Bugün asgari ücretlinin gelecekte millet ittifakı tarafından nasıl ezileceğini, nasıl IMF’nin kapılarına çantalarıyla gideceklerini şimdiden çok iyi görüyoruz. Çünkü kurumlar üzerinden planladıkları müsteşarlıkları getirme çabaları, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile birbirinden ayırma çalışmalarıyla ülkeyi sadece bu finansal düzenlemelerle düzelteceğini iddia eden bu insanların neyi hedeflediklerini çok iyi biliyoruz”
Yaşam Hakkı Ücreti getireceğiz
“Cumhur ittifakı ya da millet ittifakına oy veren halkımıza şunu söylüyoruz. Sizin değerlerinizi, sizin çıkarlarınızı, sizin evinizde girecek olan parayı milli Yol Partisi ortaya koyacak. Çünkü biz para kredi sistemini değiştireceğiz. Çünkü biz borç ekonomisini değiştireceğiz. Çünkü biz bu ülkede YAŞAM HAKKI ÜCRETİ’ni getireceğiz. Milli yol partisinin halkın ilk etaptaki sorunları olan ekonomi noktasındaki sorunları çözmeden diğer çözüm noktasında iddialara dahi cevap verme tenezzülünde bulunmadığınında altını ısrarla çizmek istiyoruz”
Parayı devletin yapacağız
“Değerli basın mensupları;
Önümüzdeki seçimlerde milli Yol Partisi çok kısa bir süre içerisinde seçime girme hakkını almış olarak milletimizle buluşacaktık. Bizim alacağımız oyun miktarından ziyade yapacağımız açıklamalar milletimizin uyandırma çabalarımız seçime damgasını vuracaktır. Söylediklerimizin cevabını oy vermeyi düşündüklerinizden isteyin. Tekrar altını bir kez daha çizerek şunu söylüyorum. Mevcut ekonomik modelin içerisinde vergi sistemi bir zulüm sistemidir. Vergi sistemi sadece borca dayalı para sistemini sürdürebilmek için devam ettirilen bir alternatif mekanizmadır. Milli Yol Partisi olarak emekçilerin, çalışanların üzerinden %80 vergiyi kaldıracağız. Vergi sistemi içerisindeki birçok vergiyi de lağv edeceğiz.
Çünkü biz para kredisi sistemini değiştireceğiz, parayı devletin yapacağız, paranın üretimini reel ekonomiye bağlayacağız, reel hizmetlere bağlayacağız, mal ve hizmetlerin üretimi ekseninde paranın varlığını var edeceğiz. Ama bugün şu anda bu “arkadaşların” yapmış olduğu şey parayı borç olarak Merkez Bankası’nın basması sonra bankalara %9’la satması, bankalarında %30’la halka, işadamına, hepimize satmasıdır. Bunların ekonomi dedikleri işte budur. Onun için bu finansal düzenin devam ettirilmesi konusunda o kadar ısrarcılar. Burada reel ekonomi yok, üretim yok, burada tam tersine üretenin sırtına binmek vardır. Halka taahhüt etmiş olduklarını yerine getirmeleri teknik olarak mümkün değildir. Yapacakları dışarıdan borç bulmak, içeriden maliye politikalarıyla vergileri artırmaktır. Geçmişte bunları yaptılar. Onların ciğerlerini biliyoruz, daha önce ne dediklerini biliyoruz, söylemleri biliyoruz, yaptıklarını biliyoruz. Buradan bir çözüm çıkmaz. Milletimizin Erdoğan’a kızarak daha büyük bir hataya düşmemesi gerekiyor. Milli Yol’un sesinin duyulması gerekiyor.
Biz bugün 65 ilimizde teşkilatlanmış bir yapı olarak bütün milletimizde buluşuyoruz ve seçim sathını başlatmış olarak da inşallah çözüm noktasından neler önerdiğimizi çok somut bir şekilde ortaya koyacağız. Ama şunun altını bir kez daha çizerek sözlerimi toparlamak istiyorum.
Her kime oy veriyorsanız şunu soracaksınız!
Benim ekonomim ne olacak?
Sizin gelir kaynaklarınız ne olacak?
İstihdam sorunu borçlanarak mı çözülecek?
Kaynaklarınız nedir?
Bir televizyon programında muhalefetin liderine yöneltildiğinde söylediği “biz gelince yapacağız” oldu. Nasıl yapacaksınız diye tekrar sorulduğunda “yapacağız” oldu cevabı.
Nasıl yapacaksınız?
Gittin iki yüz milyar dolar borç buldum diye sevinerek geldin. İşte yaptığınız budur.
Milletimiz umutvar olsun. Biz Borca Dayalı Para Sistemini değiştireceğiz. Özel bir şirket olan Merkez Bankası’nın bağımsızlığı diye bir şey söz konusu olamaz. Devletin içerisinde bir kurumun bağımsızlığını söyleyen başka bir yere bunu bağlamıştır. Basel’e bağlı bşir Merkez Bankası’nı asla kabul etmiyoruz. Merkez Bankası’nı tam millileştireceğiz. Paranın üretimini anayasal koruma altına alacağız. Parayı üretime endeksli bir şekilde üreteceğiz, kimsede kafasına göre parayı da basamayacak, devlet içeriden asla borçlanmayacak. Dış borçlarını da yeni bir borçlanma sözleşmeleriyle devletlerle masaya oturacaktır. Borçların tasviyesi içinde geçen ifade ettiğim gibi borç tasfiye bakanlığını kuracağız. Önce milletimizin borçlarını tasfiye edeceğiz, sonra iş adamlarımızın borçlarını tasfiye edeceğiz, sonra mevcut finansal sisteme alternatif yenibir ekonomik finansal model kuracağız. Bunlar devam ederken reel ekonominin ve milletimizin nasıl ayağa kaldırılacağını bütün dünyaya milli Yol Partisi olarak göstereceğiz.
Hepinize çok teşekkür ediyorum sağolun var olun”
diyerek sözlerini tamamladı.
Haber Merkezi…