(ANKARA) – Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, “Her eleştireni, her tenkit edeni hapse atarak, gözaltına alarak bu yolu yürütemezsiniz. Bu, yol değildir. Dün insanlık dışı dediğiniz, hukuksuzlukla suçladığınız şeyleri bugün kendi yolunuz hâline getirirseniz, bunun adı hukuk devleti değil, guguk devleti olur” ifadesini kullandı.
Milli Yol Genel Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Muhsin Yazıcıoğlu’nun yarın Kahramanmaraş’ta görülecek davasına ilişkin olarak, “Bugün Ortadoğu’da, Doğu’da hatta Batı’da yaşanan bazı gelişmeler; Muhsin Yazıcıoğlu gibi insanların nasıl ve neden ortadan kaldırıldığını bizlere adeta ders niteliğinde işaretlerle göstermektedir. Dünya artık Amerika Birleşik Devletleri’nin bir tarlası, bir arsası, adeta bir ülkesi hâline gelmiştir. Tek kutuplu bir dünyada yaşıyoruz. Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği denge unsuru olurken, bugün ne denge kaldı ne de dengeyi koruyacak bir güç. Tüm ipler Amerika’nın ve kısmen Batı’nın elindedir. Diğer ülkeler ise üzülerek söylüyorum, bu oyunun yalnızca figüranlarıdır. İsrail’in İran’a gerçekleştirdiği son saldırılar da bu büyük planın küçük parçalarıdır. Bu saldırılar, öfkeyle ya da ani kararla alınmış eylemler değil; Amerika Birleşik Devletleri’nin yürüttüğü daha büyük bir planın ürünüdür. Amerika, belli sayıda kısa ve orta ölçekli savaş yürütmektedir. İsrail’i kullanmakta, aynı şekilde İsrail de Amerika’yı kullanmaktadır” ifadesini kullandı.

Çayır, şunları kaydetti:
“Türk hava sahasının mükemmel bir savunma sistemine sahip olmadığını, aksine savunmasız olduğunu gördük”
“Amaç nettir: İran’ın nükleer programını etkisizleştirmek. Tüm bu süreç sanki bir film gibi kurgulandı. Amerika düğmeye bastı, ‘yeter’ dedi. İran’a. İsrail’e. Ve oynadıkları oyun sona erdi. Karşımızda açık bir senaryo vardı. Bu süreçte bir başka gerçekle daha yüzleştik: Türk hava sahasının, iddia edildiği gibi mükemmel bir savunma sistemine sahip olmadığını, aksine savunmasız olduğunu gördük. Burada siyaset yapmak değil niyetim; ancak bir gerçeği ifade etmek zorundayız. Bağımsızlık bedel ister. Güçlü olan toplumlar bağımsız olabilir. Bir başkasına bağımlı yaşayan toplumlar ise ne geleceğini kurabilir ne de hayal kurabilir. Bu sözlerimi coğrafyamızın yöneticilerine değil, gençlerine söylüyorum. Krallardan umudum yok. Emirlerden, sultanlardan, siyaseti hanedanlığa dönüştürenlerden umudum yok. Siyaseti kendi partisi ve çıkarı için araçsallaştıranlardan da umudumuz yok. Ama bu coğrafyada yaşayan gençlerden, öğrencilerden umudumuz var.
“Ortak akılla hareket ederek bu coğrafyayı emperyal güçlerden arındırmak zorundasınız”
Siz, sizi yönetenler gibi olmamalısınız. Amerika’ya, Almanya’ya, İngiltere’ye ve Fransa’ya boyun eğmiş sultanlara rağmen bağımsız kalabilmelisiniz. Ortak akılla hareket ederek bu coğrafyayı emperyal güçlerden arındırmak zorundasınız. İsrail’in şımarık tavrının arkasında Amerika olduğu herkesçe bilinir. Amerika desteği olmadan İsrail, sadece bir din devleti, sıradan bir güçsüz yapıdır. Varlığını Filistin topraklarını işgal ederek başlatmış ve bu işgal hiç durmamıştır. Bugün hâlâ devam etmektedir. Gazze’de insanlar aç, susuz, sefil bir hâlde. Bir adım ötedeki Mısır ve Ürdün bolluk içinde yaşıyor ama kardeşlerine bir lokma ekmek veremiyorlar. Neden mi? Çünkü Boğazlar ne kadar Amerika’ya ve İsrail’e teslimse, onlar da o kadar teslim olmuş durumdalar. İşte bu yüzden siyaset yapıyoruz; bu zinciri kırmak, bu emperyal güçlere haddini bildirmek için.
“Türkiye’yi yolsuzluktan, hırsızlıktan, arsızlıktan arındırmak istiyorsanız önce kendi çevrenizden başlayın”
Her eleştireni, her tenkit edeni hapse atarak, gözaltına alarak bu yolu yürütemezsiniz. Bu, yol değildir. Dün insanlık dışı dediğiniz, hukuksuzlukla suçladığınız şeyleri bugün kendi yolunuz hâline getirirseniz, bunun adı hukuk devleti değil, guguk devleti olur. Cumhurbaşkanı’na seslenmek isterim. Zamanında birkaç kez bir araya gelip konuşma fırsatı bulmuştuk. Adalet demiştiniz, partinizin ismini Adalet ve Kalkınma Partisi koymuştunuz. Bu özlemi şimdi kendi ikbaliniz için kullanmayın. Evrensel hukuka güvenin. Korkmayın, büyürsünüz. İsminizin bu toplumda hayırla ve rahmetle anılmasını istiyorsanız, adaleti ayakta tutun. Bin bina yapmaktan, bin fabrika açmaktan daha kıymetlidir adalet. Belediyelere operasyon yapıyorlar ama genelde muhalif olanlara. İnsanları gözaltına alıp sonra delil toplamaya başlıyorsunuz. Bu sizin yönteminiz ama hukukta bunun yeri yok. Eğer gerçekten Türkiye’yi yolsuzluktan, hırsızlıktan, arsızlıktan arındırmak istiyorsanız önce kendi çevrenizden başlayın. Vallahi desteklerim, billahi destekleriz.
“Yiye yiye doymuyorlar”
Bugün Türkiye’de uyuşturucu yaşı sadece düşmekle kalmadı, ilkokullardan sokak aralarına kadar yayıldı. Gençlik zehirleniyor, geleceğimiz karartılıyor. Bu konuda hükümet sınıfta kaldı. Zeytinlikler konusuna gelince. Allah’tan korkmazlar. Yiye yiye doymuyorlar. Bu iktidar hırsı, bu para, makam ve kazanç tutkusu artık insani sınırları aşmış durumda. Ormanlar yok ediliyor, dağlar deliniyor. Neden? Ev yapacaklarmış, villa dikeceklermiş. Biraz da denizi görüyorsa iki katı fiyata satacaklarmış. Gözünüzü toprak doyursun. Hiç kimse altınını, evini, servetini mezara götüremedi. O hâlde bu açgözlülük neden? Neden hukuka riayet etmiyorsunuz? Neden milletin, devletin ve vatanın hukukunu korumuyorsunuz?”