İZMİR’de İl Başkanlık merkezinin açılışında konuşan Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, iktidara geldiklerinde süreli siyaseti getireceklerini belirterek “Bu sistem değişecek, her şey değişecek. Siyaset süreli hale gelecek. 4 artı 4. Görevini yapan evine gidecek. Siyaset yoluyla kimse zenginleşemeyecek” dedi.

 

İzmir İl Başkanlığı binasının açılışında yaptığı konuşmada 12 Eylül 1980 darbe dönemindeki mağduriyetleri dile getiren Başkan Çayır, darbeciliğin bir insanlık suçu olduğunu ifade etti. Konuşmasında iktidarı eleştiren Başkan Çayır, Milli Yol Partisi olarak hedeflerinden de söz etti. Süreli siyaset getirmek istediklerini açıklarken; “Biz Milli Yol Partisi olarak süreli siyaset istiyoruz. Süreli siyaset şudur; dinleyen, dinlemeyene anlatsın. Bu sistem devam ettiği sürece ben de gelsem Tayyip Bey’in akıbeti aynı olur. Bu sistem değişecek, her şey değişecek. Siyaset süreli hale gelecek. Babaları gibi hepsi ölürken genel başkan ölmeyecek. Bu ne? Biz süreli hale getiriyoruz. 4 artı 4. Görevini yapan evine gidecek. Siyaset yoluyla kimse zenginleşemeyecek. İşi bilen işe girebilecek. Bu sistem asla devam etmeyecek” ifadelerini kullandı.

 

Adalet ile birlikte kalkınmanın da geleceğini savunan Başkan Çayır; “Bireyler özgürse, insanlar kendini emin hissediyorsa orada kalkınma var, gelecek var, mutluluk var. Milli Yol Partisi’nin bu ülke için bir fırsat olduğunu buradan haykırmak istiyorum. Türk milleti bu sese kulak verin. Gereğini yaparsanız milyonsunuz. Bu yol özgürlük yolu, kalkınma yolu, ortak aklın yolu, bağımsızlık yoludur” dedi.

 

 

‘Ülkücülerin Başkasının İktidarında Yan Roller Almasına Gerek Yok’

 

Milli Yol Partisi olarak yerel ve genel seçimde milliyetçilerin, ülkücülerin, vatanseverlerin ve bu gidişe itirazı olanların bir adresi olup birleştirmek için yola çıktıklarını anlatan Başkan Çayır, “Mevcut iktidardan ve 22 yıllık bu bezginlikten kurtulmak isteyenler bize bakmak zorunda. Başkasının yanında bir gölge gibi durmaktansa, kahya durmaktansa kendi hareketimizi öne çıkararak bütün ülkücülere, vatanseverlere, demokratlara seslenmek isterim. Artık yeter. Başkasının yanında durmaya, başkasının değneği olmaya gerek yok. Kendi geleceğimizi belirlememiz lazım. Ülkücülerin, milliyetçilerin başkasının iktidarının yanında böyle yan roller almasına gerek yok. Bugüne kadar yapılanlar yanlıştır. Kendi irademizle Türkiye’nin bize ihtiyacı olduğunu görmekteyiz. Türkiye’nin şu an gerçek anlamda milliyetçilere ihtiyacı var. Öyle sözde oy almak için dün ayağının altına aldığı milliyetçiliği şimdi ağzıyla pelesenk edenlerin samimi olduklarına inanmamak lazım. Yarın da başka bir moda geçebilir. Dolayısıyla artık yeter. Başkalarının iktidarının yanında sefil durmayı ülkücülerin hak etmişliği yok. Mazisi olanlar, bedel ödeyenler, hapishane yatanlar, ülkesinin çilesini çekenler, vatan söz konusu olduğunda hayatını verenler, geleceğini verenler bizler ülkücülerdir” ifadelerini kullandı.

 

“Bayrağı Açtık, Safları Sıklaştırın”

 

Ülke yönetiminde aynı şekilde söz almak istediklerini vurgulayan Başkan Çayır, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

“Bunları tarihin tozlu raflarına kaldırıp yeni bir sayfa açmalı, yeni bir sesle Türk milletine seslenmeliyiz. Çare var, çözümsüzlük yok. 22 yıllık iktidar bizi hayal kırıklığına uğrattı, bizi bezginliğe götürdü. Yarınımızı göremez vaziyetteyiz. ‘7 bin 500 lira ile geçinin’, diyen bir iktidar kiraların 10-15 bin olduğunu görmemektedir. Vatandaş kiraya mı para versin? Temel gıdaya mı versin? Normal hayatını mı sürdürsün? Bir de utanmadan ‘Erdoğanizm’ diye uyduruk bir sistem ortaya koydular. Türkiye bütün dünyadan ekonomik anlamda ayrışıyormuş. Nasıl ayrışıyor? Kişi başına düşen milli gelir düşüyor. Hane halkına düşen borç yükseliyor. Borcu borçla kapatarak hiçbir şeyin halledilemeyeceği görüldü. Erdoğanizm, diyen aklın artık iflas ettiği ortadır. Donanımlı hayatlarını çileyle çekmiş ülkücüler, milliyetçiler kendi geleceklerinde söz sahibi olacaklar. Milli Yol Partisi bu bayrağı açtı. Bütün arkadaşların bu çağrıya uyarak safları sıklaştırmalarını bekliyorum. İnşallah bunu yerel seçimlerde göreceğiz…”

 

***